Genel

Fazla İdealizasyon Fazla Değersizleştirmeyi Doğurur

Diğerlerini İdealize Etme İhtiyacı Nereden Geliyor ?

İlişkinin başında göklere çıkarılıp bir süre sonra aynı kişi ile ilişki halinde değilmişsiniz gibi değersiz hissettiğiniz oldu mu ? Sizin mükemmel bir doktor,öğretmen,avukat vb. olduğunuzu söyleyip sonrasında ne kadar yetersiz oluğunuzu hissettirenler oldu mu ? Olduysa bu yazıda bunların yapan kişilerin kullandığı ‘İdealizasyon ve Değersizleştirme’ savunma mekanizmasının nasıl işlediğine dair bilgi edinebilirsiniz. Ort okuma süresi;5-7 dk.

 

Hepimiz idealize ederiz ve buna ihtiyaç duyarız fakat fazlası patolojik bir durumdur. Sebebi en özet hali ile yazının devamında.. Öncelikle neden idealize etme ihtiyacı duyduğumuza bir bakalım;

Güvendiğimiz kişilere özel bir değer ve güç affetme ihtiyacındayızdır ve bu ihtiyaç bebeklik döneminden gelir. Çünkü bebek annesinin veya babasının onu hayatın tüm tehlikelerinden koruyabileceğine inanmaya ihtiyaç duyar.

Küçük bir çocuk için hastalıklardan, kazalardan, ölümden, düşmanca tutumlardan vb. tehlikeler oldukça korkutucudur. Bebekler bu korkularla otorite konumunda ve tümgüçlü (sınırsız gücü olan) olan bir kişinin her türlü sorumluluğu üstlenmiş olduğuna inanarak başa çıkar. Yani bu korkuları ile bakım verenini idealize ederek başa çıkar. Zamanla bu idealize etme ihtiyacı azalır ancak bazılarımızın yetişkinliğinde bebekliğinden çok da farklılaşmamış olarak ihtiyaç aynı şekilde orada kalır.

 Bu İhtiyacın Aynı Şekilde Kalma Nedeni Nedir ?

Bebek bakımvereninin tümgüçlü olduğuna inanmaya ve tehlikelerden korunmaya ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç ilk bebeklikte yeteri kadar karşılanmazsa; örn:bebek ağladığında, korktuğunda duyguları yetişkin tarafından yeteri kadar düzenlenmediyse ve bebek güvende hissedemediyse.. kişi bu tamamlanmamış ihtiyacını yetişkinlikte ilişkilerine taşıyacaktır.

Bu kişiler tehlikeli durumlar ve yoğun dehşet duygularına karşı koymaya yönelik tıpkı bir bebeğin baş ettiği gibi baş etmeye çabalarlar ve sonuç olarak ilişkiye girecekleri kişinin tümgüçlü, her şeye gücü yeten, mükemmel ve harika olduğuna inanır ve bu inandığı harikalık sayesinde kendisini güvende hissedebilir.

 

Utanç Duygusu

Bu kişiler diğerini idealize ederek içinde taşıdığı utanç duygusundan kurtulmayı umut eder. Diğerlerine karşı yüklediği idealizasyon ve mükemmeliyetçilik beklentisi, kendisinde algıladığı kusurlara tahammül edememesinden kaynaklanır. İdealize ettiği nesne ile (sevgili, arkadaş, öğretmen, şarkıcı, oyuncu vs) iç içe geçmek, ona sıkı sıkı tutunmak; kendisinde algıladığı kusurları hissetmemesi için  oldukça işe yarayacaktır.

 

Tümgüçlü Bakıcıya Duyulan Özlem

 

Bu kişiler bebekliğinde mükemmel ve tümgüçlü olarak algıladıkları ebeveynlerine duydukları özlem sonucunda, sorunlu bazı inanışlar geliştirir. Örn; Oy verdiği hükümeti, tuttuğu takımı, üye olduğu topluluğu, cemaati hatasız ve mükemmel görmek, okuduğu okulun en iyisi olduğuna inanmak, terapistinin yanılgıya düşemeyeceğine vb. düşüncelere ısrarla inanırlar ve bunlar değişmez gerçekleridir.

Kişi Ne Kadar Bağımlıysa Veya Bağımlı Hissediyorsa, Idealize Etme Eğilimi De O Kadar Güçlüdür..’

 

Değersizleştirme

Çocuksu idealleştirmenin sonucu çoğunlukla büyük bir hayal kırıklığı olacaktır. Bir kişi veya nesne ne kadar çok idealize edilirse sonunda maruz kalacağı değersizleştirme de o kadar derin olacaktır.

‘İlişkinin başlarında beni göklere çıkarırdı, hediyeler, güzel sözcükler, romantiklikler vs. sonar birden değişti..’ bu deneyime benzer bir çok deneyime denk gelmişsinizdir. Topyekun idealize edilmek başta hoşunuza gitse bile aslında bu oldukça zorlayıcı bir durumdur çünkü bu mükemmel hissettirilmelerinin arkasını hep çok sert bir değersizleştirme takip eder.

Bazı kişiler hayatlarını bir ilişkiden diğerine koşuşturarak, idealize ettiği nesneyi yere çalarak, idealize ettiği sevgilinin mükemmel değil de bir insan olduğunu anladığında onu yeni ve mükemmel biri ile değiştirerek geçirir. Sırası ile idealize etme, hayal kırıklığı ile değersizleştirme ve yeni bir mükemmeli idealize etme döngüsü ile yaşarlar.

 

Çözüm

Bu idealizasyon ve arkasından gele değersizleştirme döngüsü bir savunma mekanizmasıdır. Şu şu maddeleri yapın ve bundan kurtulun diyebileceğimiz bir çözümü yoktur. Çözüm için çocukluğunda kalan güvende olmama, onu tehlikelerden koruyan ebeveynin olmayışı veya yetersiz oluşu vb. Deneyimlerini, yarım kalan ihtiyaçlarını profesyonel bir psikoterapi desteği ile uzun sureli ve derinlemesine çalışma ile çalışabilir. Savunma mekanizmaları benliğe destek olma amacı ile oradadır, benlik güçlendikçe kişi savunma mekanizmalarına da ihtiyaç duymayacaktır. Benlik ise psikoterapi desteği ile güçlenebilir.

 

 

Kaynak;

Psikanalitik Tanı; Nancy Mc.Williams.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir