“Seans odasında iki kaygılı insan olursa iyileşme olmaz”.
-Vamık Volkan
Terapötik Çerçeve Nedir ?
Terapötik çerçeve, psikoterapi sürecinin sağlıklı işleyebilmesi ve iyileştirici olabilmesi için gereken bazı kurallar bütünüdür. Psikanalitik terapide çerçeve psikterapinin en önemli koşuludur çünkü terapist ve danışan ancak çerçevenin güvenli sınırları içerisinde uzun yıllar terapi çalışmasını yürütebilir.
Winnicott’a göre bebeğin ruhsallığının sağlıklı gelişebilmesi için onu kapsayan bir çevrenin varlığının olması şarttır. Kapsayan çevre; bebeğin dikkat ve ilgi gördüğü, korunduğu ve ihtiyaçlarının anlaşılabilir olduğu güvenli bir ortamdır. Analitik çerçeve de danışana belki de hayatında ilk kez onu kapsayan bir çevre deneyimi yaşaması imkanını sunar.
Psikoterapi sürecinin başında gerçekleştirilen değerlendirme seansları sonucunda psikanalitik terapinin danışanın öyküsü ve şikayetine uygun olması durumunda bir çerçeve belirlenir. Bu çerçeve seans günü, sıklığı, seans ücretlendirmesi, iptaller ve gizlilik gibi konuları içerir. Terapinin işlevsel olabilmesi için süreç boyunca danışanın ve terapistin karşılıklı olarak bu anlaşmaya uyması beklenir.
Psikanalitik Çerçeve Neden Önemlidir ? İşlevleri Nelerdir ?
Psikanalitik çerçevenin 3 temel işlevi vardır; annesel işlevi, babasal işlevi ve bireyselleşme işlevi.
Annesel işlev olarak çerçeve;
Bebeğin doğduktan sonra yaşama tutunabilmesi için annesi tarafından kapsanmaya, kucaklanmaya ve tutulmaya ihtiyacı vardır. Psikoterapide de danışan erken dönem anılarını anımsayarak ruhsal bir gerileme yaşayacağı için kaygılanması olasıdır. Bu yüzden terapi sürecinde de danışanın tıpkı annenin tutması gibi bir kapsayıcı işleve ihtiyacı olacaktır.
Bu da ancak çerçeve ile mümkündür; terapistin her hafta aynı gün ve saatlerde danışan için varlığını sürdürmesi, onu yargılamadan merakla dinlemesi, ona belli bir süreklilikte eşlik etmesi annesel işlevin yerine geçer. Bu özelliği ile de analitik çerçeve danışanın korku ve kaygısının dönüştürülmesi için ihtiyaç duyacağı güvenli ortamı sağlar.
Çerçevenin bu kapsayan işlevi aynı zamanda psikanalitik terapi için şart olan ‘Aktarım’ı mümkün kılar.
Babasal işlev olarak çerçeve;
Analitik çerçeve; sınırlarıyla ve yasaklarıyla baba işlevi görür.
Anne ve bebek arasındaki simbiyotik (yapışık) ilişki bebek büyüdükçe mesafelenmezse bu ilişki anne için de bebek için de kaygı verici olur. Bu yüzden sağlıklı bir ruhsallık için bir üçüncü bir kişi olarak babanın anne bebek arasındaki bu yapışıklığı ayırabilmesi için devreye girmesi gerekir.
Çerçevenin de terapist ve danışan arasındaki sınırları belirleyerek her ikisini de güvene alan bir işlevi vardır. Danışan ve terapist ilişkilerini kendisi dışında bir üçüncünün (yasanın) varlığında sürdürürler. Böylece danışan da terapist de kendi sınırlarını bilir ve bu çalışmada her ikisi de güvendedir. Vamık Volkan’ın da dediği gibi; Seans odasında iki kaygılı insan olursa, iyileşme olmaz”.
Çerçevenin yasakları ve kuralları aynı zamanda terapist için de geçerlidir. Psikoterapist terapi kurallarını kendisini göre değiştiremez, çerçeve onu da kapsar. Psikoterapistin kendi terapi sürecinden geçmiş olması, süpervizyon alması, danışanını merak, dikkat ve yansız bir tutumla dinlemesi, anlatılanları gizli tutması bunlardan bazılarıdır.
Baba aynı zamanda bizi dış gerçeklikle tanıştıran kişidir. Dış gerçeklikle tanışarak aslında dış dünyada her şeyin iç dünyamızda olduğu gibi işlemediğiyle, her şeyin bizim istediğimiz gibi ve bizim kontrolümüzde olamayacağıyla, sınırlılıklarımız ve acziyetlerimizin olabileceğiyle tanışmamız anlamına gelir. Psikoterapi sürecinde çerçeveye uyum ve seans ücretinin ödenmesi de onu dış gerçekliğe bağlar ve kendi sorumluluğunu alabilmesini sağlar.
Çerçevenin Bireyselleşme İşlevi;
Çerçeve danışanın hem bağ kurmasına hem de yalnız kalmasına alan açar. Çünkü insanın bağlanmaya ihtiyacı olduğu kadar yalnız kalma kapasitesinin gelişmesine de ihtiyacı vardır.
Psikanalitik terapide de iletişimin yalnızca seans içerisi ile sınırlandırılması ile danışanın bireyselleşebilmesi için ihtiyaç duyduğu yalnızlığa imkan tanınır.Terapist ve danışanın sürekli olan ilişkisindeki bu ayrılma, kavuşma döngüsü danışanın yalnız kalma kapasitesini destekler. Böylece danışan terapi süreci boyunca bir yandan zamanla çerçevenin annesel işlevini içselleştirirken bir yandan da yalnız kalarak tek başına olabilme yetisini kazanır ve bireyselleşir.
Klinik Psikolog Efşan Yalçın
Kaynak;
Volkan, V, Vamık Volkan Günleri 1. İstanbul: Psikoterapi Enstitüsü Yayınları.
Gödeş, M. (2018). Psikoterapide Çerçevenin Önemi. Türkiye Bütüncül Psikoterapi Dergisi.
Talat Parman; “Psikanalizi Yazmak”. Bağlam Yayınları.
Talat Parman; “Seansta Kaygılar ve Psikanalistin Birincil Tasası”. Psikanaliz Yazıları: Kaygı. Bağlam Yayınları.
Çağlayan, B. B. (2023). Psikanalitik Çerçeve Kavramı ve İşlevleri. (SSSJournal).