Dürtüsellik Nedir ? Tüm Yönleri İle Dürtüselliği Anlamak – Psikanalitik Açıdan Yetişkin Dürtü Kontrol Bozukluğu
Dürtüsellik nedir? Dürtüsellik, en genel tanımıyla, eylemlerin sonuçlarını kapsamlı bir şekilde düşünmeden, ani bir içsel itki veya arzuyla harekete geçme eğilimidir. Genellikle “anlık haz” peşinde koşma, sabırsızlık, risk alma ve doyumu erteleyememe şeklinde kendini gösterir. Psikanalitik açıdan dürtüsellik, yalnızca bir irade problemi değil, zihnin ilkel dürtüleri (id) ile gerçekliği değerlendiren ve düzenleyen kısmı (ego) arasındaki dengenin yeterince gelişmemiş olmasıyla ilgilidir. Bu durum, özellikle yetişkin dürtü kontrol bozukluğu ve DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) tablolarında merkezi bir rol oynar.
Dürtülerle Başlayan Yolculuk
Yaşamımızın başlangıcında yalnızca dürtüler vardı. Bunlar, açlık, korku ve acı gibi yaşamsal sinyallerle kendini gösteren alarmlardı.
Açlık hisseden bebek ağlar; bakım vereni onu doyurur, korktuğunda ağlar; korunur, üzüldüğünde ağlar, yatıştırılır. Böylece dürtüler, yalnızca biyolojik bir ihtiyaç değil, aynı zamanda ilişkilerimizi başlatan bağlantı sinyalleri olur.
Yalnızca dürtülerinden ibaret olan bebek zamanla insana özgü olan daha karmaşık yetiler geliştirir; erteleyebilme, doyumu geciktirebilme, muhakeme edebilme ve dürtüyü dönüştürebilme gibi.
Ancak bu gelişim kendiliğinden değil, bakım vereni tarafından kapsandıkça, düzenlenip yatıştırıldıkça ego kapasitesi ve dürtü düzenleme becerisi gelişir. İşte bu ego kapasitesi, bir başka deyişle zihinselleştirme ve dönüştürme kapasitesi gelişmediğinde Dürtüsellik ve DEHB senaryosu ile karşılaşırız.
Dürtüsellik nedir ?
Dürtüsellik, aslında insana özgü olan zihinsel ve ruhsal kapasitenin yeterince kullanılamamasıyla ilgilidir. Özellikle DEHB’de bu durum kendini açık biçimde gösterir,
Kişinin kendisini daima başka bir yerde olması gerektiğini hissetmesi, bulunduğu yerde duramama, her yeni deneyimden sonra “sıradaki ne?” diye sorma halidir. Sabırsızlık, acelecilik ,bekleyememe, riskleri değerlendirmeden hareket etme, kısa vadeli haz uğruna uzun vadeli faydadan vazgeçmektir.
Dürtüsellik, duyguyu ve arzuyu zihinden geçiremeden, çiğ haliyle yaşamaktır. Sonuçlarını düşünmeden, ani bir istek veya dürtüyle harekete geçme eğilimidir. Psikanalitik literatürde bunlar “id” tarafından üretilen itkilerdir. İd, en ilkel yanımızdır ve Haz ilkesine göre işler, Burada mantık, organizsayon ve dönüştürme gibi yetiler bulunmaz.
Kişi bir işle meşgulken aklına bir anda yapması gereken başka bir iş gelebilir ve oraya sürüklenebilir, Meşgul olduğu iş ona doyum vermiyorsa daha kısa yoldan doyum alabileceği başka bir işe savrulur.
Dürtüsellikten muzdarip birisi zamanında bunu özetleyen bir tarifte bulunmuştu “sanki bir anda beni bir şey gelip sıkıştırıyor ve bir şeyler yapmam, ondan kurtulmam gerekiyor. Ben de çoğunlukla kumar oyanmaya yöneliyorum” demişti. Buradan atıfla dürtüler ateş topuna benzer. Kişi öfkelenir, kaygılanır, korkar ve bu ateş topundan hemen kurtulmak ister. “Bir an önce kurtulmam gereken bir şey var” hissi verir.
Ancak bu ateş topu, yalnızca ondan hemen kurtulmaya çalışarak değil, ancak zihinsel bir süzgeçten geçirildiğinde, yani ego kapasitesinden geçtiğinde sönebilir.
Klinik Açıdan Dürtüsellik Nedir ?
Dürtüsellik ile klinik alanda, borderline kişilik bozukluğu , dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB), obsesif kompulsif bozukluk, trikotillomani, patolojik kumar oynama ve kronik madde bağımlılığı, zorlantılı mastürbasyon gibi çeşitli varyasyonları ile karşılaşabiliyoruz.
DSM’ye göre Dürtü Kontrol Bozukluğu tanısı için aşırı harcama, seks, madde kullanımı, aşırı yeme, dikkatsiz araç kullanma veya fiziksel olarak kendine zarar verici eylemlerden ikisinin bulunması yeterlidir. Ancak bu bozukluklardaki dürtüsellik türleri aynı değildir; farklı beyin devreleri ve mekanizmaları devrededir.
Dürtüsellikte beyin işlevleri;
Dürtüsel beyinde özellikle prefrontal korteks ile limbik sistem (amigdala, striatum) arasındaki denge bozulur. Prefrontal korteks bütün kaynaklardan gelen bilgilerin düzenlendiği ve birleştirilip ortaya çıkarılacak davranışa karar verildiği yerdir.
Prefrontal korteks , “Dur, düşün, kontrol et” der.
Limbik sistem: “Hemen yap, haz al” der.
–Ego kapasitesi dediğimiz olgu ise preforantal korteks ile ilişkilidir.-
Burası diğer beyin bölgelerine kıyasla gelişimi en uzun süren beyin bölgesidir ve ergenliğe (ortalam 25 yaş) kadar miyelizasyonu, gelişimi devam eder.
Ego Kapasitesi Gelişimi
Ego kapasitesi insana özgü olan, onu diğer canlılardan ayıran yeteneklerinden biridir; kişinin içsel dürtülerini ve dış dünyanın taleplerini dengeleyebilme yetisidir. Bu kapasite aynı zamanda dürtüleri davranışa dökmeden önce dönüştürebilme becerisini içerir.
Ego kapasitesinin zayıf olduğu durumda ise dürtüler zihinselleşemez. Ham haliyle davranışa boşalır, bu da dürtüsellik olarak görünür. Sonuç olarak ego kapasitesi kişinin bekleyebilme, düşünebilme ve dönüştürebilme yeteneğinin ölçüsüdür.
İnsan dürtüleriyle baş başa kaldığında savrulur, merkezi kaybolur, kendi kendini terk etmiş hisseder. Dürtüleri sürekli olarak oyuncak isteyen bir çocuğa benzetirsek, ego kapasitesini o çocuğun elinden tutup sınırsız dürtüleri arasında seçim yapmasını sağlayan yetişkin olarak tarif edebiliriz.
Ego Kapasitesi İlişki İçerisinde Gelişir
Ego kapasitesi, dürtülerimizi henüz düzenleyebilme kapasitemizin olmadığı yaşlarda bunları bir başkasının bizim için düzenleyebilmesi ile gelişir. Yani bakımverenimizin gelişmiş olan zihinselleştirme yeteneğini ödünç alırız. O dürtülerimizi bizim yerimize düzenler.
Erken çocuklukta güvensiz bağlanma veya tutarsız bakım, mükemmeliyetçi ebeveyn tutumları dürtülerin güvenli bir şekilde serbest bırakılmasını ve deneyimlenmesini engellemiştir. Bu da düzensiz bir ruhsallıkta çocuğun dürtüleriyle bai başa kalmasına sebep olmuştur->DEHB.
Dürtüselliğin Psikoterapisi
Terapinin amaçlardan biri de budur, kişinin ego kapasitesini, zihinselleştirme kapasitesini geliştirmek. Kişi ego kapasitesinin güçlü olduğu (böyle olması umulur ki..) terapistinin bu kapasitesini ödünç olarak kullanır.
Psikanalitik terapilerde terapist, danışanın duygularını, deneyimlerini, serbest çağrışımla aktardığı dağınıklığı tıpkı prefrontal korteksi işlevi gibi çiğ hali toparlar düzenler ve danışana geri verir. Bu zamanla dönüştürme ve zihinselleşitirme kapasitesini geliştirir. Terapi sürecinde danışan terapisitnin ego kapasitesini ödünç alır.
Dürtüsellik Aslında Bir Yetenektir
Dürtüsellik her zaman olumsuz değildir, kullanılabildiğinde insana canlılık ve yaratıcılık katar.
Yeni fikirlere açıklık, risk alabilme, spontane davranabilme gibi özellikler, doğru bağlamda kullanıldığında hayatı zenginleştirebilir.
Dürtüsel kişiler çok düşünmeden hareket edebildikleri için risk almaya daha yatkınlardır. Birçok kişi için cesaret gerektirecek zorlayıcı seçimleri onlar çok daha kolay yaparlar.
Girişimcilikte cesur kararlar almak, ilişkilerde doğallığı korumak ya da sanatta yaratıcılığı beslemek için belli ölçüde dürtüsellik gereklidir.
Ancak sorun, bu eğilimin yoğunluğu ve bağlamdan kopuk oluşunda ortaya çıkar.
Dolayısıyla burada önemli olan dürtüselliğimizin bizi nereye götürdüğünü iyi okuyabilmek ve gerektiğinde yön verebilmektir.
Dürtüler, Yaratıcılığın Kaynağıdır
Dürtü ego’dan geçtiğinde, yani zihinselleştirildiğinde, çiğ hali yaratıcı, estetik ve besleyici bir faaliyete dönüşebilir.
Hayvanlarda dürtü yalnızca eyleme götürürken, insanda ise dönüştürüldüğünde sanata, aşka, üretime, ilişkiye dönüşebilir.
İnsan olmanın tadı, tam da bu dönüştürme becerisinde saklıdır.
Dürtülerden korkmayan; onlardan sevebileceği, çalışabileceği, yaratabileceği bir şeyler üretebilen insan, insana bahşedilmiş olan kapasitenin keyfine varıyordur.
İnsanın en büyük lükslerinden biri düşünebilen zihniyle dürtülerini organize ettiği bir yaşamdır.
Sonuç olarak, Dürtüler doğası gereği doyurulamazlar. Her doyum, doyuma değil, yeni bir açlığa götürür. Asıl doyum, anlık doyumda değil, dürtüler arasında seçim yapabilmektedir. Özgürlük ise insanın her istediğini yapması değil, ne istediğini ayıklayabilip ona sahip çıkabilmesidir.
kaynak:
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/115152
Klinik Psikolog Efşan Yalçın; iletişim.
Bu yazı tanı ve tedavi içermez. Yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Şikayetiniz olduğunu düşünüyorsanız uzman ile görüşmeniz önerilir.
Anahtar kelimeler: dürtüsellik nedir ?, psikanalitik açıdan dürtüsellik nedir ?, ego kapasitesi, yardımcı ego