Genel

Sahte Kendilik, Taklit Etmek ve -Mış Gibi Kişilik: Neden Kendimi Olduğum Gibi Gösteremiyorum? 3

Kendine Yabancılaşma, -Mış Gibi Kişilikler

“Maske takmak bir mevcudu gizlemek değil, mevcudun olmayışını gizlemekti.”

– Şule Gürbüz.

Sahte Kendilik ve -Mış Gibi Kişilik: Neden Sürekli Rol Yapıyorum?

 

Pek çok insan, olduğu gibi gösterememe haliyle mücadele eder. İç dünyası ve dış dünyaya sunduğu benlik arasında bir uçurum vardır. Neden kendimi olduğum gibi gösteremiyorum? veya neden rol yapıyorum? sorularının cevabı genellikle sahte kendilik ve -mış gibi kişilik kavramlarında gizlidir. Bu durumlar, bireyin gerçek halleri çevresine uyum sağlamadığında, o ortamlara uygun başka bir kişilik taklit etmek üzere yarattığı uyum mekanizmalarıdır.

 

-Mış Gibi Kişilik: Çevreye Koşulsuz Uyumun Arkasındaki Boşluk

Psikanalist Helen Deutsch’un çalışmalarında fark ettiği -mış gibi kişilikler, çevreleriyle oldukça uyumlu göründükleri için genellikle fark edilmeyip ihmal edilirler, oysa klinik müdahale gerektiren bir bozukluktur.

Deutsch bu kişilikleri şöyle tanımlar: “Dışarıdan bakıldığında normal görünürler. Davranışlarında bir anormallik yoktur, entelektüel yetileri zarar görmemiştir, duygu ifadeleri düzenli ve duruma uygundur. Bütün bunlara rağmen, kişi ile çevresi arasında dokunulamayan, dile dökülemeyen bir şey girmiştir.”

Bu eksiklik, çoğunlukla kişinin kendisi tarafından fark edilmez. Genellikle yakın çevre veya çeşitli nedenlerle tedaviye başvurduklarında uzman tarafından görülebilir. -Mış gibi yapmak bireyin:

  • İnsanlar ile sıcak ilişki kuramamasına, duygudan yoksun ve kopuk olmasına neden olur.
  • Sadece sosyal ilişkilerle değil; kendi bedenleri, duyguları ve kendilikleriyle de kopukluk yaşamalarına sebep olur.
  • Herhangi bir şey hissetmeseler bile, hissediyor-muş- gibi davranma eğilimi gösterirler.
  • Yarattıkları ilk izlenim tam bir normalliktir. Entelektüel olarak yeteneklidirler, çalışmalarında genellikle başarılıdırlar fakat yaptıkları işler süreksiz, yaratıcılıktan yoksun ve tekrarlama üzerine devam eder.

 

Kolay Etki Altında Kalma ve Saldırganlığı Maskeleme

Taklit etmek üzerine kurulu bu kişiliklerin dikkat çeken başka özellikleri de vardır:

  1. Çok Kolay Etki Altına Alınabilirlik: Her duruma karşı pasif bir hazırbulunuşlukları vardır. Kolaylıkla ikna edilip her ortama hızlıca uyum sağlayabilirler. Sosyal, etik ve dini gruplara kolayca bağlanarak içsel boşluklarını doldurmaya çalışırlar.
  2. Saldırganlıklarını Maskeleme: Olumsuz bir iyilik havası yaratırlar, hiç öfkeli değilmiş gibi çok anlayışlı ve cana yakın davranırlar fakat bu aşırı iyilik hali hızlıca saldırganlığa dönüşebilir. Aynı şekilde kolayca bağlandıkları grupları ve kişileri aniden başkasıyla değiştirebilirler.

 

Mış Gibi Kişiliğin Ortaya Çıkış Nedeni: Çoklu Özdeşim ve Taklitler

Deutsch’a göre bu tablonun ortaya çıkma nedeni “çoklu özdeşim” ve taklitlerdir. Toplumun ve çevrenin beklentilerine uyum göstermeme durumunda kişi, çoklu özdeşim ve taklitleri bir savunma olarak kullanarak topluma uyum sağlamaya çalışır. Bu yolla kişi, çevresindeki figürleri içselleştirerek onlar-mış gibi davranır. Bu -mış gibi davranma hali, ilişkilerinin içten ve doğal değil, kopuk ve sıcaklıktan yoksun olmasına yol açar.

Sahte Kendilik (False Self): Winnicott’ın Penceresinden

Deutsch’un -mış gibi kişiliği, Winnicott’ın tarif ettiği sahte kendiliğe (False Self) benzer. Sahte kendiliği ön planda olan kişiler, dış dünyayı kendilerine dahil etmek yerine, kendilerini dış dünyanın dayatmalarına uygun olacak şekilde dönüştürürler. Kişinin odağı sürekli ötekilerdedir, onların nasıl hissedeceğini hesaplar ve davranışlarını buna göre düzenler.

Winnicott, bu durumu annenin bebeğinin ihtiyaçlarını yeterince iyi değerlendirememesine ve hissedememesine dayandırır. Anne kendi ihtiyaç ve beklentilerinin yoğunluğundan dolayı bebeğinin ihtiyaçlarına dikkatini veremez. Çocuğun, annenin eksik kalan bu ihtiyaçlarını karşılamak için kendi iradesini kullanmayı öğrenmesi ve bunu alışkanlık haline getirmesi, sahte kendiliğin temelini atar. Çocuk, annesinin ilgisini ve sevgisini sadece bu şekilde alabildiğinde, kendi ihtiyaçlarını askıya alır. Kendi istek ve ihtiyaçlarını görmezden gelerek, kendisinin olmayanları kendisinin-miş gibi davranır. Yıllar içinde bu deneyimler, kişinin ruhsallığında yabancı bir kendilik olarak organize olur.

Peki Gerçek Kendiliğe Ne Olur? Gizlenen “Olduğum Gibi” Halimiz

Peki çocuğun gerçek kendiliğine ne olur?

Çocuk, dış dünyaya uyumlanmak için inşa ettiği sahte kendiliğin gölgesinde gerçek hislerini ve düşüncelerini ayrı bir kendilik halinde gizli tutar. Gölgede kalan gerçek kendilik, ötekiler tarafından görülmediği ve onaylanmadığı için gelişip büyüyemez. Gerçek kendilik kendisini belli ettiğinde aldığı tepkilerden dolayı suçluluk, utanç gibi zorlayıcı duygular yaşandığı için bastırılarak benlikten uzak tutulur.

Gerçek kendiliğe ait arzular, düşünceler inkar edilir. Böylece işlevsizleşen gerçek kendilik, dış dünyada deneyim eksikliği yaşar ve daha da güçsüzleşir.

Nasıl Kendim Gibi Davranabilirim? Psikoterapi Süreci

Başkasıymış gibi davranmak kişide derin bir boşluk ve anlamsızlık hisleri yaratır; kişi kendisini yokmuş gibi hisseder. Yaratıcı bir yaşam için gerekli olan kendiliğindenlik ve spontanlıktan, gerçek kendilikte olmanın sağladığı özgürlükten, yaşamın yaşamaya değer olduğunu hissetmekten yoksun kalır.

Bu bozukluğun ele alınabilmesi ve bireyin nasıl kendim gibi davranabilirim? sorusunun cevabı, ancak bir psikoterapi süreci içerisinde mümkün olur. Kişinin gerçek benliği güçsüz olduğu için bunu tek başına yapması zordur. Psikoterapist ile kurulan güvenli ilişkide kişi, gerçekliğini zamanla inşa edebilir, onu güçlendirebilir ve kendisi olarak yaşamı deneyimlemeye başlayabilir.

Soru, görüş ve iletişim için bağlantıdaki formu doldurabilirsiniz.

İletişim formu

 

Kendine Yabancılaşma, -Mış Gibi Kişilikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir